Gerçeğin Yerine Sanal Gerçeklik Mi?
Son günlerde her yerde karşımıza çıkan kelime: Metaverse, yani meta evren…. Metaverse ve bu kavramın getirdikleri sadece videolarını YouTube sayfasında paylaşıp yüksek sayıda takipçiye ulaşan YouTuber’lar ve sosyal medya ünlüleri tarafından değil, aynı zamanda bilim insanları ve ekonomistler tarafından da tartışılıyor. Dolayısıyla görünen o ki sanal bir dünya vadeden bu kavram, MSN Messenger ve benzeri yazılımlarda olduğu gibi sadece en genç neslin algısıyla sınırlı değil.
İnternette konuyla ilgili binlerce makaleye rastlanabileceği gibi geleneksel gazeteler de bu başlığı tüm yaş grupları için işliyor. Sonuçta Z jenerasyonu denen ve bugün 9-24 yaş aralığında olan neslin yanında, 60 yaş üzeri insanların da bu konuda konuştuğunu görmek şaşırtıcı değil. Peki, bu yeni kavramı bu kadar özel kılan şey nedir? Neden birçok insan aniden “Metaverse” kavramıyla ilgilenmeye başladı?
Metaverse kavramı yeni değil!
İnsanları ileri teknolojiler kullanarak sanal bir dünyada birbirine bağlama fikri, son 50 yılda bilimkurgu yazarları ve film yapımcıları tarafından birçok kez kullanılmıştır. Çok bilinen ve dünya çapında etki yaratan örneklerden biri, görece yeni bir yapım olan Matrix adlı filmdir. Film, herkesin bilgisayarlara bağlı olarak yaşadığı ve bilgiyi duyuya çeviren bir yazılımla neyin gerçek olduğunun anlaşılamayacağı kıyamet sonrası bir dünyayı işlemektedir. Matrix, son 20 yıla ait bir yapım olsa da bu fikrin köklerinin, ünlü antik Yunan filozof Platon'a ait ”mağara alegorisine” kadar dayandığı bile söylenmektedir.1
Geçmişten bugüne geldiğimizde ise insanların bilgisayarlarını kullanarak birbirleriyle ve çevreyle etkileşime girdikleri 'sanal' alan örneklerine kolayca rastlarız. İlk kez 1990’ların başlarında ortaya çıkan “Devasa Çok Oyunculu Çevrimiçi Rol Yapma Oyunları” (Massively Multiplayer Online Role-Playing Games - MMORPG) bu alanda iyi bir örnek teşkil eder. Bu video veya bilgisayar oyunlarında oyuncular, kendilerini temsil etmek üzere bir vekil (surrogate) seçer ve bu 'Avatarlar' aracılığıyla başkalarıyla etkileşime girebilirlerdi. Etkileşimden kastedilen ise, basit bir mesajlaşmanın ötesinde, örneğin kullanıcıların diğer kullanıcılarla sanal konserlere katılması, sanal restoranlara gitmesi ve hatta yeni yılı koltuklarından kalkmadan, fakat yine arkadaşlarıyla sanal bir kutlamayla karşılayabilmesiydi.
Metaverse kavramı neden bir anda dikkat çekti?
Peki, o halde tüm bu gürültü nereden kaynaklanıyor? Yani madem insanlar on yıllardır sanal dünyada buluşmak için uygulamaları zaten kullanıyorsa, neden insanlar bu teknolojiyle birdenbire daha fazla ilgilenmeye başladı? Fikir zaman içinde yavaş bir şekilde popülerlik kazansa da özellikle sosyal medya devi Facebook'un ismini “Meta” olarak değiştireceğini açıklaması ilginin katlanarak artmasına neden oldu. Facebook'un masaya getirdiği şey ise her ürününü Meta adı verilen bir şemsiye terim altında birleştirme fikriydi. Facebook, Meta'ya geçerek insanlara yalnızca etkileşimde bulunabilecekleri bir platform sunmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm sosyal varlıklarını taşıyabilecekleri bir alan yaratmış oluyor. Facebook'un anlayışına göre, Metaverse bir platformdan daha fazlası olarak birey hakkında internetteki her şeyin toplandığı bir alana dönüşecek.
Bir gelir kaynağı olarak metaverse
Son 10 yıllık süreçte insanlar sanal para birimlerindeki ani ve aşırı artışa ilk elden şahit oldukları için ister istemez Metaverse’ü de gelir elde etmek üzere kullanabilecekleri yeni bir fırsat olarak görüyorlar. Bugün birçok kullanıcı Metaverse’de kâr elde etmeyi umarak sanal mülkler alıp satıyor, işlerini bu yeni sanal dünyaya taşımaya çalışıyor veya kendi sanal markalarını kuruyor. Bu beklenen refleksin arkasında başka bir makalemizde de işlediğimiz “Kayıptan Kaçınma” (FOMO) psikolojisi yatıyor gibi görünüyor. Çünkü hiç kimse, kripto para birimlerinin yükselişinde olduğu gibi Metaverse'e hızlı bir adaptasyon sağlayıp zengin veya ünlü olacak kişilerin gerisinde kalmak istemiyor.
Metaverse için gelecek nasıl görünüyor?
Eldeki verilerle bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün değilse de en azından ilginin büyümeye devam edeceğini söylemek yanlış olmaz. Fakat bildiğimiz gerçekliğin yerini alıp alamayacağı konusunda bir cevap vermek için de erken olduğunu düşünüyoruz. Acaba Metaverse sadece kendi çıkarları için bazı kişi ve kurumlar tarafından haksız yere popüler hale getirilen bir mecra mı, yoksa en azından bazı alanlarda alternatif bir gerçeklik yaratacak mı? Yakın gelecekte bu sorulara kolay cevaplar bulamayacak olsak da, muhtemel sonuç bu iki uç arasında bir yerde olacaktır. Metaverse'in türümüzün sonu olacak Matrix benzeri distopyaya dönüşmesi pek olası değil. Diğer uçta ise, dünyadaki açlık ve uygun fiyatlı sağlık hizmetlerine erişim gibi insanlığın en büyük sorunlarının çözümü olmayacağı da aşikâr bir gerçek.
Gelecek ne getirirse getirsin, insanların bu sanal gerçekliğe entegrasyonunda bir artış görmeyi beklerken olası senaryolara hazırlıklı olmak için bu konudaki okuryazarlığımızı artırmak izleyebileceğimiz en iyi strateji gibi görünüyor.
Referanslar: